32- İslam’da Sonradan
Çıkmış Olan Bî’ât ve Ahitleşme
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem vefat ettiğinde
İslam’da tek bir kişiye biat edilmesini geride bırakmıştı ki, o da
Müslümanların emiridir. Müslümanların emirine yapılan biat ise ehlu’l-hal
ve’l-akd denilen, ilmi ve askeri otoritelerin biati ile gerçekleşir. Bu biat
sayesinde Müslümanların imamı güç ve otorite elde eder, söz birliği sağlanır,
dinin hükümleri yerine getirilir, yollar ve şehirler güvenliğe kavuşur, Cuma,
cemaat ve diğer ibadetler yerine getirilir. Bunun gibi daha birçok faydalar
vardır. Aynı asırda, aynı ülkede birden fazla imama biat etmenin caiz olmadığı
hususunda icma’ edilmiştir.1
Bu biatin vacip olduğuna ve bunu bozmanın haramlığına
dair birçok deliller vardır. Ümmetin tarihteki seyrinde de İmametu’l-Kubra
dışında bir biat mercii bilinmemektedir.
Şeyhulislam İbn Teymiyye rahimehullah şöyle demiştir:
“Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in emrine itaati
emrettiği imamlar, malum ve mevcut olan, otoriteleriyle insanların siyasetine
güç yetirebilen kimselerdir. Ortada olmayan, bilinmeyen, hiçbir şeye gücü
yetmeyip otoritesi bulunmayan kimseye ise itaat edilmez.”2
1 Bkz:
Kurtubi, Tefsir (1/188)
2 Vakafatu’l-Menheciyye
(198)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder