10-Kıyas Yapmak
Kıyas ashabı ile kastedilen; kıyası helal ve haram
belirlemede esas kabul eden, nas bulunan konuda kıyas yapan, nas bulunmayan
konularda susmayıp helal ve haram tayini için kıyasa başvuran, kıyasa aykırı
düştüğü zaman hadisi reddeden veya te’vil eden gruplardır.
Allah Azze ve Celle faizi alışverişle kıyaslayanları
zemmederek şöyle buyurmuştur:
“Ribâ (faiz) yiyenler, “alışveriş de
ribâ (faiz) gibidir” demiş olmaları dolayısıyla, ancak kendisini şeytan çarpmış
mecnûn kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Hâlbuki Allah, alışverişi helâl,
ribâyı ise, haram kılmıştır.” (Bakara
275)
‘Avf b. Mâlik el Eşcâ’i radıyallahu anh’den gelen bir
rivayette, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Ümmetim yetmiş küsür fırkaya ayrılır,
onların fitne bakımından en büyükleri; meseleleri kendi şahsî görüşleriyle
kıyas eden, Allah’ın helal kıldığını haram kılan ve haram kıldığını helal kılan
bir kavimdir.”1
Vâsile b. Eska radıyallahu anh’den:Rasulullah
sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurdu:
“İsrailoğullarının işi aralarında köle
çocukları çoğalıncaya kadar düzgün idi. Onlar henüz meydana gelmemiş işlerde
kıyas yaptılar ve hem saptılar, hem de saptırdılar.”2
İbn Amr radıyallahu anhuma’dan: Rasulullah sallallahu
aleyhi ve selem şöyle buyurdu:
“İsrailoğullarının durumu aralarında
başkalarından esir aldıkları kimselerin çocukları yayılıncaya kadar mutedil devam
etti. Onlar re’yleriyle görüş belirttiler, hem saptılar, hem de saptırdılar.”3
Ebu Hureyre radıyallahu anh’den: Rasulullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İsrailoğulları ancak aralarında diğer
milletlerden esir aldıkları kimselerin çocukları türediği zaman helak oldular.
Onlar re’y (şahsi görüş) ile hüküm koydular ve saptılar.”4
Sa’id b. el-Museyyeb şöyle demektedir: “Ömer radıyallahu
anh’ın insanlar arasında ayağa kalktı ve şöyle dedi:
“Ey insanlar! Dikkat edin! Muhakkak ki re’y ashabı
Sünnet’in düşmanlarıdır. Hadisleri ezberlemekten aciz kalırlar. Onlardan birine
insanlar sorduğu zaman bilmiyorum demekten utanırlar ve şahsi görüşleriyle
sünnetlere karşı inat ederler. Böylece hem saparlar hem de birçoklarını
saptırırlar. Ömer’in nefsi elinde olana yemin olsun ki Allah, dinini şahsi
görüşlere ihtiyaçsız bırakmadıkça Nebisinin ruhunu almamış ve vahyi
kaldırmamıştır. Şayet din re’y ile alınacak olsaydı mestlerin üstünü değil,
altını mesh etmek daha layık olurdu. Bu kimselerden sakının ve sakındırın!”5
İbn mes’ud radıyallahu anh şöyle demiştir: “Şüphesiz
sizler dininizde kıyasla amel ederseniz, size haram kılınmış birçok şeyi helal
sayarsınız ve size helal kılınmış birçok şeyi de haram sayarsınız.”6
İbn Teymiyye rahimehullah şöyle demiştir: “Sapanların
sapıklığının aslı, kıyasını Allah katından indirilen nassın önüne geçirmesi ve
Allah’ın emrine tâbi olmaya karşı hevasını seçmesidir.”7
İktizau’s-Sırati’l-Mustakim’de 8 de şöyle demiştir: “Güneşe ve aya da ancak kıyaslar sebebiyle
ibadet edilmiştir. Bu gibi şüpheler yüzünden yeryüzünde şirk ortaya çıkmıştır.”
Şeyhulislam İbn Teymiyye, fıkhi meseleler hakkındaki
kıyas hususunda da konuşmuş ve kıyas sebebiyle dine muhalefet edildiğini
açıklamıştır.9 Onun “Kıyas” adlı bir de
risalesi vardır.
Allah Azze ve Celle Hakka suresinde şöyle
buyurmaktadır:
“Görebildiklerinize ve göremediklerinize
yemin ederim ki o, muhakkak şerefli bir rasulün/elçinin sözüdür. Yoksa o, bir
şâirin sözü değildir. Ne kadar da az îman ediyorsunuz. O âlemlerin rabbinden
bir indirilmedir. Eğer Muhammed, bize karşı bazı sözler iftira etmiş olsaydı,
elbette ondan gücünü kuvvetini alır, sonra onun şah damarını elbette keserdik.
İçinizden hiçbiri de buna engel olamazdı.”(Hakka 38-47)
Allah meseleye şöyle başlıyor: “Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki muhakkak o
şerefli bir rasulün sözüdür.” Burada rasul/elçi ile kastedilen Cibril de
olsa, Nebi sallallahu aleyhi ve selem de olsa ,her iki ihtimalde de sözün aslı
vahye dönmektedir. Bu açıktır. Allah vahyinde, gördüklerinize ve
görmediklerinize yemin ediyor. Yalnızca görülen her şeyin Allah’ın vahyi
olduğuna hükmedilemez.
Allah’ın vahyi, görebildiklerinizden de,
göremediklerinizden de gelir. Allah’ın vahyini yalnız gördüklerinizle hakem
kıldığınızda ve onu gördüklerinizle kıyaslarsanız hata edersiniz. Çünkü Allah,
indirdiğine yemin etmeden önce, görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin
etmekle başlıyor. Kıyası ise ancak görebildikleriniz üzerinden yaparsınız.
Görebildiğiniz her şeyi ve göremediğiniz her şeyi bir
araya getirebilirseniz, peygamberlerden sonra dilediğiniz gibi kıyaslayın.
Bundan sonra Allah şöyle buyuruyor: “O
bir kâhin sözü de değildir”
Yani kâhin bir defa isabet etse, yüz defa hata eder.
İşte kıyasın sonucu budur. Kâhin görmediklerini, görebildiklerine kıyaslar,
remil ile bakıp ölçtükten sonra kıyasla kehanette bulunur.
Sonra Allah Azze ve Celle şöyle buyuruyor: “Eğer Muhammed, bize karşı bazı sözler
iftira etmiş olsaydı…” yani kıyasla bizim adımıza bir şey söyleseydi
demektir. Kıyas, Allah’a söylemediği şeyi söylemiş gibi nispet etmektir. Çünkü
kıyas yapan, belli olmayan bir şey için kıyas yapar. Helal bellidir, haram
bellidir. Kıyas yapan kimse, Allah’ın hakkında sükût ettiği bir şey hakkında
kıyas yapar. Böylece kıyas ile şu helaldir, şu haramdır dediğinde zorunlu
olarak Allah’a iftira etmiş olur.
Allah Azze ve Celle ise kendisine vahiyde bulunduğu Nebî
sallallahu aleyhi ve selem hakkında; şayet kendisi adına söylemediği şeyi
nispet edecek olursa “elbette ondan
gücünü ve kuvvetini alır, sonra onun şah damarını elbette keserdik. İçinizden
hiçbiri de buna engel olamazdı” buyuruyor.
1 Sahih. Ebû Zur’a ed-Dımeşkî, et-Târîh, (1/622); Hakim,
(3/457, 4/430); Bezzâr, (7/186); Taberânî, (18/50);
İbn Ebî ‘Asım, es-Sunne,
(68); el-Lalekâ’î, (149); E bû sa’îd en-Nakkaş, Feva’idu’l-‘Irakiyyin, (s46);
Hatib, (13/307); İbn ‘Abdilberr, Cami‘, (2/891); İbn Batta, el-İbane,(272);
Beyhaki, Medhal, (207); İbn ‘Asakir, (62/151); Herevi,Zemmu’l-Kelam, (261);
Heysemi, Mecma’u’z-Zeva’id, (1/179); İbn Hazm, Muhalla, (1/62). Heysemi dedi
ki: ‘Taberani ve Bezzar Sahih’in ricali ile rivayet ettiler.’ Hadisin geniş
tahricini Şeyh Ebu Mu’az Seyfullah el-Çubukabadi Kıyas ve Taklid risalesinde yapmış bulunuyor
2 Hasen
ligayrihi.İbn Batta
el-İbane (814) Deylemi (5387)
3 Hasen. İbn Mace (56) Bezzar (6/402) Taberani (13/642) Ebu
Nuaym Marife (4357) İbn Katan Beyanu’l-Vehm’de (2/348) hasen demiştir.
4 Hasen
ligayrihi. Darekutni (4/146) Herevi
Zemmu’l-kelam (63) Mervan b. Salim zayıftır.
5 Sahih
mevkuf. Herevi, Zemmu’l-Kelam, (267);
İbn Kayyım, İ’lamu’l Muvakki’in, (1/55); Telhisu’l-Habir, (3/208).
6 Sahih
mevkuf. Hatib; el-Fakih (480) Darimi
(1/61)
7 El-Ubudiyye (69)
8 (2/167)
9 Mecmuu’l Fetava (20/504-582)