"Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed'in sallallahu aleyhi ve sellem yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bid'attir. Her bid'at sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir." (muslim 867)

2 Nisan 2019 Salı

33- Arap Dilinin Kur’ân ve Sünnet’in Önüne Geçirilmesi

33- Arap Dilinin Kur’ân ve Sünnet’in Önüne Geçirilmesi

İbn Teymiyye şöyle demiştir: “Murcie bu iman esasını Kitap, Sünnet, sahabe ve tabiin ile onlara güzellikle uyanların sözlerine göre açıklamaktan ayrılmışlar, re’ylerine ve lügatten anladıklarına göre te’vil ittiklerine dayanmışlardır. Bu bid’at ehlinin yoludur. Bu yüzden İmam Ahmed şöyle derdi:

“İnsanları en çok hataya düşüren şey, te’vil ve kıyas yönündendir.” Bu yüzden Mu’tezile, Murcie, Rafiziler ve diğer bid’at ehli Kur’an’ı re’yleriyle, akıllarıyla ve lügatten te’vil ettikleriyle tefsir ederler. Bundan dolayı onların Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in hadislerine, sahabe, tabiin ve imamların sözlerine dayanmadıklarını görürsün. Onlar ne sünnete, ne de selefin icma’ına ve sözlerine dayanırlar! Onlar ancak akla ve lügate dayanırlar. Yine onların hadislerle ve selefin sözleriyle açıklanmış rivayet tefsiri kitaplarına dayandıklarını göremezsin. Onlar ancak kelamcı önderlerinin ve mülhitlerin bu sapmış yollarına göre yazdıkları edebiyat kitaplarına ve kelâm kitaplarına dayanırlar. Yalnızca felsefe kitaplarında, edebiyat ve lügat kitaplarında olanları alırlar. Hadislere ve rivayetlere gelince, ona iltifat etmezler."1




1 Mecmuu’l-Fetava (7/118-119)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder