35- Nasların Zahirlerine Aykırı Bâtınları
Olduğuna İnanmak
Şafiî rahimehullah şöyle demiştir: “Zahirinin
kastedilmediğini gösteren Kur’an’dan, sünnetten veya icmadan bir delil
gelinceye kadar, Kur’an zahiri üzeredir.”1
Hatib el-Bağdadi şöyle demiştir: “aksine bir delil
bulunmadıkça hadisler zahiri ve umumu üzere alınır. Şafiî şöyle demiştir:
“Şayet hadiste geçen bir şeyi zahirinden
bâtın (içinde gizli) anlama çevirmek caiz olsaydı, hadislerin çoğu
birçok anlamlara yorumlanırdı ve hiç kimseye bir diğerinin çıkardığı anlam
delil olmazdı. Lakin bu konuda hak birdir. O da sadece zahiri ve umumi
anlamıdır. Ancak Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den gelen bir delil
varsa o müstesna.”2
Müfessirler şeyhi et-Taberi rahimehullah tefsirinin
birçok yerinde bu manayı kabul ederek şöyle demiştir:
“Zahir anlamın terk edilerek doğruluğuna delil
bulunmayan bâtın/gizli anlama geçilmesi caiz değildir.”3
1 Er-Risale
(580)
2 Hatib
el-Bağdadî, el-Fakih ve’l-Mutefekkkih (1/222) İhtilâfu’l-Hadis (1/480)
3
Tefsiru’t-Taberi (1/15)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder