20- “Selefin Menheci
Daha Selametli, Halefin (Sonrakilerin) Menheci İse Daha İlimli ve Hikmetlidir”
Sözü
Sonrakilerin metodunu temize çeken, son derece sapıkça
olan bu görüş geçersiz ve birkaç yönden çelişkilidir.
Allah Teala şöyle buyurmuştur:
“İslam’a ilk girenlerin birincileri
Muhacirler ve Ensar ile, iyi işlerle onların ardından gidenlerdir. Allah
onlardan razı oldu, onlar da Allah’tan razı oldular. Onlara altlarından
nehirler akan cennetler hazırlandı ki , içlerinde ebedi kalacaklardır. İşte
büyük kurtuluş budur.”(Tevbe, 9/10)
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurmuştur: “İnsanların en hayırlısı
benim kuşağımdakiler (sahabeler), sonra onlardan sonrakiler (tabi’inler) ve
onlardan sonrakiler (Tabi’inlerin Tabileri). Daha sonra bazı insanlar gelir ki,
onlardan birinin şahitliği yeminini, yeminide şahitliğini geçer.”1
Sonrakiler nasıl olur da Allah’ı ve Rasulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)’i insanların en hayırlılarından daha iyi
bilirler? Hayırlı olmak, ancak ilim ve hikmette değil midir?
Önderlerinin kendilerinden beri olduğu bir mezhepte
hangi ilim ve hikmetten söz edilebilir? Öyle bir mezhep ki öncüleri onun
yanlışlığını ilan etmiş, kendileri de şaşkınlıklarını kabul ederek, Allah,
Rasulu ve ümmetin Selefi hakkında öne geçenlerden ve öne aldıklarından pişman
olmuşlardır.
Bu görüş, katmerli cahilliktir. Halef, Selefin
görüşünden habersizdir. Onlar, kendilerinin cahil olduklarını bilmiyorlar.
Aslında öyle olmadığı halde kendilerini bir şey zannediyorlar.
Sefarini, şöyle demişitir: “Ellerinde kesin bilgi
olmayan, Selefi takdir etmeyen, Allah’ı, rasulunü ve ona inananları, emredilen
bilgiye göre tanımayan bazı kimselerin: “Selefin daha sağlam, halefin daha
bilgili ve hikmetli olduğu” şeklinde söyledikleri söz, yani halefin seleften daha
bilgili olması imkansızdır.
Bunlar, Selefin yolunun, anlamadan sadece Kur’an ve
hadis ifadeleriyle iman olduğunu zannettiler. Bu, ümmetlerin derecesidir. Yine
onlar zannettiler ki halefin yolu, çeşitli mecaz ve garip kelimelerle,
nassların asıllarından uzaklaşmış manaları çıkarmaktır. Bu bozuk zan, manası,
üstün durumda olan İslam’ı devreden çıkarmaktır.
Böylece Selefin yolunu yalanladılar, halefin yolunu
onaylamakla da saptılar ve iki batılı bir araya getirdiler:
Selefin yolunu bilmemek ve onlara iftira etmek,
bilmemek ve başkalarının yolunu onaylamakla sapıklığa düşmektir.2
1 Hafız
İbn Hacer’in el-İsabe’de (1/12) ve
Munavi’nin Fezu’l-Kadir’de (3/478) belirttikleri hadis mütevatirdir. El-Kettani
de Nazmu’l-Mutenasir’de (s.127) bunun mütevatir olduğunu onaylamıştır.
2 Levami’u’l-Envari’l-Behiyye,
(1/25)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder