"Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed'in sallallahu aleyhi ve sellem yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bid'attir. Her bid'at sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir." (muslim 867)

9 Haziran 2019 Pazar

41- İçtihadî ve İhtilaflı Meselelerde Karşı Çıkılmayacağını İddia Etmek

41- İçtihadî ve İhtilaflı Meselelerde Karşı Çıkılmayacağını İddia Etmek

Ebu Zeyd el-Kayravanî şöyle dedmiştir: “İçtihadı sebebiyle bidate ulaşan kimsenin mazur olamayacağı,     Ehl-i Sünnetin görüşlerindendir. Zira Hariciler de içtihat etmişler ancak mazur görülmemişler, tevilleri sebebiyle Sahabe’den ayrılmışlar, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem de onları dinden çıkanlar olarak isimlendirmiştir. Hükümler konusunda içtihat edenin ise hata etse de ecir alacağını bildirmiştir.”1

İbn Teymiyye rahmetullahi aleyh şöyle demiştir: “İhtilaf meselelerinde karşı çıkılmayacağını söylemek doğru değildir. Zira karşı çıkış hüküm veya amele yönelik görüşedir. Eğer görüş sünnete veya önceki icmaya aykırı ise karşı çıkılması vaciptir. Böyle değilse zayıflığını açıklamak anlamında karşı çıkılır. İsabetli olan bir tanedir ve o da selef ve fakihlerin genelinin görüşüdür. Şayet bir amel sünnete veya icmaya aykırı ise yine derecesine göre karşı çıkılır… Aynı şekilde hâkimin hükmü sünnete aykırı ise, bazı âlimler tâbi olmuşsa dahi o hüküm geçersizdir. Ama o meselede sünnet veya icma yoksa içtihada müsaittir ve içtihat ederek yahut müçtehidin deliline tabi olarak amel edene karşı çıkılmaz. Bu meseleye bir açıdan kapalılık girmiş ve görüş bildiren, bunun içtihada musait olan ihtilaflı meselelerden olduğuna inanmıştır. Nitekim insanlardan bazı gruplar böyle inanırlar. İmamların üzerinde bulunduğu isabetli görüş ise, karşıtı bulunmayan sahih hadis gibi amel edilmesini gerekli kılan delaleti açık bir delil bulunmadığı zaman meselelerin içtihada müsait olmasıdır. Delillerin birbirine yakın olması veya delillerin gizli kalması söz konusu olduğundan bu durum ortaya çıkabilir.”2

İbn receb rahimehullah şöyle demiştir: “Kendisine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in bir emri ulaşan herkes, ümmetin büyük çoğunluğunu buna muhalif görse dahi bunu ümmete açıklamalı, nasihat etmeli ve bu emre tâbi olmalarını emretmelidir. Zira Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in emri daha üstün ve uyulmaya daha layıktır. Bu emre aykırı davranan çoğunluğa uymak ise hatadır.”3



1 El-Cami Fi’s-Sunen ve’l-Adab (s.121)
2 Fetava’l-Kubra’da (6/96)
3 Kitabu Hükmü’l-İnkar  Fi Mesaili’l-Hilaf kitabından naklen (93)

        

1 yorum:

  1. Oldukça detaylı bir anlatım olmuş, elinize sağlık. https://www.emniyetevdenevenakliyat.com/

    YanıtlaSil