"Sözlerin en doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed'in sallallahu aleyhi ve sellem yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bid'attir. Her bid'at sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir." (muslim 867)

6 Ekim 2018 Cumartesi

9-Mecâz’a Sığınmak



9-Mecâz’a Sığınmak

Başlarında Cehmiyye’nin geldiği Kelamcılar, İslam’a ulaşılan yolu yıkmak için mecaz kaidesini uydurmuşlar ve bunun neticesinde tamamı hakikat olan Allah’ın kelamını ve rasulünün kelamını hakikat ve mecaz diye taksim etmişlerdir. Birçok ehl’i sünnet âlimleri bu taksime karşı çıkmışlardır. Nitekim İbn Kayyım rahimehullah, es-Savaiku’l Mursele kitabında mecazı üç tagutan biri olarak  saymıştır.

İbn teymiyye rahimehullah, sözün hakikat ve mecaz diye taksim edilmesine karşı çıkarak şöyle demiştir: “Bu taksim ve bu ıstılah, ilk üç asırdan sonra ortaya çıkmış olup, sahabe, tabiin ve onlara güzellikle uyan ilimde meşhur olan imamlar bunu kullanmamışlardır. Hatta Halil b. Ahmed, Sibeveyh, Ebu Amr b. A’lâ ve benzerleri gibi lugat imamları da kullanmamışlardır. Bu genellikle Mutezile ve onlara benzeyen kelamcılardan gelmiştir.”1

Hicri 200 yılı müelliflerinden Ebu Ubeyde Ma’mer b. Musenna’nın Mecazu’l-Kur’an adlı eserinde İmam Ahmed’den mecaz kelimesini rivayet etmiştir. Ancak o bu sözüyle Kur’ân’ın tefsirini kastetmiştir. Mecazın sözü zahirinden çevirmek şeklinde kullanımı ise daha sonra ortaya çıkmıştır.




1 Mecmuu’l Fetava (7/88-91)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder